(Akşam, 30 Aralık 2023)
Necip Fazıl ve Fethi Gemuhluoğlu topluma yön veren iki münevver olarak daima dostluk içinde kalmışlar, birbirleri hakkında övücü sözler sarf etmişlerdir. Necip Fazıl, Gemuhluoğlu'nun konferansına gitmiş, Gemuhluoğlu da Üstad'ın 50. Yıl Jübilesi'nde bir konuşma yapmıştı.
Üstad Necip Fazıl Kısakürek, 22 Kasım 1975 tarihinde Fethi Gemuhluoğlu'nun "Dostluk Üzerine" konulu konferansına bizzat gidip başından sonuna kadar dinlemişti.
Fethi Gemuhluoğlu da, bir gün sonra 23 Kasım 1975 tarihinde yapılan Necip Fazıl'ın 50. Yıl Jübilesi'ne katılmıştı. Fethi Gemuhluoğlu, bütün konuşmacılardan sonra Prof. Dr. Süleyman Yalçın'ın ısrarıyla söz alıp irticalen kısa bir konuşma yapmıştı.
Fethi Gemuhluoğlu, Necip Fazıl'ın Jübilesi'nde önceden hazırlanmış bir metin okumadığı gibi, Gemuhluoğlu'nun ismi önceden belirlenmiş konuşmacılar (İsmail Müftüoğlu, Hasan Aksay, Ayhan Songar, Süleyman Yalçın, Sabahattin Zaim, Recep Doksat, Selçuk Özçelik) arasında da bulunmuyordu.
Jübilenin sunucusu Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Fethi Gemuhluoğlu'nun ismini, önceden belirlenmiş listede bulunmadığından dolayı ilk defa işitmiş ve orada tanımış oluyordu.
Necip Fazıl'ın Fethi Gemuhluoğlu'na olan dostluğu hakkında daha net bir fikir edinmek için, Necip Fazıl'ın 1975 tarihli "Babıali" adlı otobiyografik eserinde ve 1976 tarihli "Rapor 1" isimli kitabında Fethi Gemuhluoğlu'ndan bahsettiği övücü sözlere bakılabilir.
Bu noktada, Necip Fazıl'ın tanıdığı kişiler hakkında, hayattayken olsun veya vefatından sonra olsun, övücü sözler yazmasının nadir olduğu akılda tutulmalıdır.
Necip Fazıl, Fethi Gemuhluoğlu'nun vefatının ardından gazetede yazdığı başyazısında Fethi Gemuhluoğlu'ndan şöyle söz ediyordu "...Onu meydan yeri tanımaz. Fakat meydan yerinin tanıdığı politikacılar, muharrirler, fikirciler, hususiyle 'sağ' yaftasının belirttiği çerçeve içindekiler çok iyi tanır. Bâbıâli kitabımda özleştirmeye çalıştığım gibi, Fethi Gemuhluoğlu, harp meydanında görünmeyen, fakat ateş hattındakilere sakalık eden, nakliye ve levazım kollarına yön veren, hususî çevrelerde mayası halis bir gençlik yoğuran, gönlü tasavvuf kokusiyle ıtırlı ve dili en murassâ Osmanlıca zarfı içinde İslâmî zevk mazrufiyle nakışlı, son turfanda bir tipdi..." (Necip Fazıl Kısakürek, "Bir Ölüm Münasebetiyle", Sabah, 11.10.1977)
BUGÜN BİR LÜGAT KAYBETTİK
Necip Fazıl Kısakürek, Fethi Gemuhluoğlu'nun vefatından sonra 7 Ekim 1977 tarihinde cenaze namazı için Fatih Camii'ne gittiğinde, orada kendisine rastlayan Abdülkadir Sezgin "Üstad, ne diyorsunuz rahmetli için?" diye sorunca Necip Fazıl hayıflanarak şöyle der: "Bugün bir lügat kaybettik."